RSPC.Le Cafard.Le Horla

Hip hop camiasının en güçlü ikililerinden olan, İstanbul ve Eskişehir arasında mekik dokuyan ve aynı zamanda M4NM (Music For Non Musicians) kolektifinin de en aktif üyelerinden biri olan RSPC (roadside.picnic), Ağaçkakan ve Armonycoma or slt’den oluşuyor. Zengin elektronik altyapılarla bezenmiş, sert ve dolambaçsız sözleriyle dikkat çeken Le Cafard, memleket ahvalinin üzerimize bıraktığı karanlık tortunun içinden dışarıya açılan taze bir nefes deliği adeta. Bir önceki Rigor Mortis albümlerine kıyasla işitsel yelpazenin genişlediği, vokal/beat uyumunun biraz daha yukarıya çekildiği, sözlerin iyice okkalı hale geldiği Le Cafard aynı zamanda dış işbirlikleriyle de (Pitohui, Florian Zimmer, Mono gibi) biraz daha güçlenmiş bir haykırış. Röportajlarında zaman içinde birbirlerini daha da...

Grup Ses.Alliance.Besides

Türk Müziği üzerine uzman kulaklardan ve en ciddi plak koleksiyonerlerinden biri olan Grup Ses, çeşitli işbirlikleriyle zenginleşen ikinci albümüyle aslında kendi tarihçesinin üçüncü bölümüne geçtiğini belirtiyor. Eski Türk pop müzikleri üzerine inşa edilmiş mash up’lar, sonrasında enstrümental hip hop beat’leri üzerine kurgulanan ilk çalışma Grup Ses Beats (2011) ve şimdi de ortak çalışmalarla yeni kapıların ve tınıların aralandığı Grup Ses dönemi. Gantz, Nodul, Ethnique Punch, Elektro Hafız, Biblo, Da Poet, Stormtrap ve Ağaçkakan çalışmaya katkı sunan isimlerden bazıları. Bu etkileyici liste ortaya işitsel olarak renkli, tempo olarak değişken ve dinlemesi keyifli bir albüm çıkarıyor. Parça sayısının fazlalığı ve sürelerin görece...

Michael Mayer.&.!K7

Kıta Avrupası’nın en mühim elektronik müzik etiketlerinden biri olan Köln merkezli Kompakt ekibinin kurucu elemanlarından Michael Mayer, son çalışmasında her parçada farklı bir isimle işbirliğine girişmiş. Roman Flügel, Gui Boratto, Kölsch, Miss Kittin ve Hauschka şeklinde uzayan bu yıldızlar karmasının elinden boş parça çıkması da haliyle pek olası değil. & baştan sona keyifle akıp giden, yüksek temposu ve melodik kurgusuyla evinizi kısa zamanda bir dans pistine çevirmeye aday bir “Best Of” kıvamında. Prodüksiyon kalitesinin adeta tavan yaptığı parçalarda yüksek ses düzeyi hoparlör sisteminizin sınırlarını test etmek için biçilmiş kaftan olabilir. Ağırlıklı olarak minimal tekno kulvarında yol alan parçalar arasına serpiştirilmiş birkaç electro tandanslı parça da sakinleşmek için yerli yerinde gibi. Havalar soğudu, haftasonu gezmesine çıkamam diyen evkolikler için içindeki kurtları dökmek adına hararetle tavsiye olunur.

Body/Head.No Waves.Matador

Sonic Youth’tan yavuklumuz Kim Gordon’la pek çok projede gitarist olarak yer alan Bill Nace’in (Mats Gustafsson, Joe McPhee, Bill Orcutt vb.) ortaklığından devşirilen Body/Head projesi üç yıllık bir aranın ardından ikinci albümleriyle tekrar arz-ı endam ediyor. Su katılmamış bir doğaçlama performansından derlenen canlı kayıttaki üç parçanın toplam süresi 40 dakikayı ancak buluyor. Buna rağmen işitsel malzeme derinliği ve yapısı itibariyle ağır basmayı başarıyor. Çiğ gitar riff’leri arasında dolanan ekolu halüsinatif vokal kırıntıları, ilk albümün kaldığı yerden devam ediyor. Doğaçlamanın çalmak kadar karşındaki diğer müzisyeni dinlemek üzerine de kurgulandığı bu performansta her iki müzisyen de okkalı bir alkışı hakediyor. Virtüözitenin tatsız egolarından arındırılmış, saf punk ruhuyla yoğurulmuş bu deneysel yolculuk, her dinlemede katmerlenen lezzet duraklarıyla ve...

Loscil.Monument Builders.Kranky

2000’lerin başından bu yana çoğu Kranky etiketi taşıyan, sayıları 10’u bulan ve karne notu ortalamanın bir hayli üstü nitelikli işler yayınlayan Kanada orjinli Scott Morgan, aynı zamanda indie rock grubu Destroyer’ın da elemanlarından biri. Ağırlıkla ambient ana havzasında nefeslenen solo işleri için kullandığı Loscil ismi ise elektronik müzikseverlerin radarında daha belirgin ve güçlü bir figür. Monument Builders’da usta işi ses işçiliğinin parıltılı yansımalarından biri olarak Loscil diskografisindeki haklı yerini alıyor. Detaycı ses paleti, dengeli ve ahenkli minimal pasajları, ara sıra yükselen temposu ve organik dokusunun zenginliğiyle deneysel işlere meraklı kulaklar için tam bir define olan Monument Builders, Morgan’ın hayata dair söz kullanmadan gerçekleştirdiği bir haykırış. Kötümserlikten uzak, ayağı yere basan bir farkındalık manifestosunun elektronik tınılarla yazılmış keyifli...

La Femme.Mystère.Born Bad Records

Bazı müzik türlerinin bazı dillerde daha iyi tınladığı bir gerçek; misal Fransızca ve electro! La Femme ile ilk karşılaşmamız 2013 çıkışlı Psycho Tropical Berlin albümüyle olmuştu. 75 dakikayı bulan ikinci albüm yine başta electro olmak üzere pek çok türe ve döneme göz kırpıyor. Kâh ‘80’ler synth pop’undan esintilerle yelken şişirirken, kâh sakin bir deniz kenarında bir chanson dinliyormuşçasına nabzımızı düşürüyoruz. La Femme’ın en büyük artısı ilk anda oldukça eski hissi veren parçaların güncel olanla dengeli harmanı. Bu etkiyi bir derece yukarı çekense hem erkek hem de kadın vokalin ziyadesiyle kuvvetli ve ayrıksı oluşu. Uzun süresi nedeniyle arada tempo sorunları olsa da La...

Supersilent.13.Smalltown Supersound

Trompette Arve Henriksen, klavyede Stale Storløkken ve teyp kolajlarında Deathprod’dan bildiğimiz Helge Sten’i kadrosunda barındıran Norveç çıkışlı üçlü, yirmi yıla yaklaşan birlikteliklerini canlı bir kayıtla sürdürüyorlar. Bugüne dek Rune Grammofon etiketini görmeye alışık olduğumuz Supersilent albümlerinden farklı olarak bu defa adres Oslo’da Lindstorm ve Jaga Jazzist gibi isimlere ev sahipliği yapan Smalltown Supersound. Deneysel güzergâhlara sapmak konusunda hayli deneyimli ve de cüretkâr bir geçmişe sahip olan ekip, ambient referansları bol, girift ses kümeleriyle bezeli ve melodik kurgunun uzağına düşen işitsel bir dünya yaratıyorlar. Doğaçlamanın ana bir unsur olarak parçalara entegre edildiği dinleti, zaman zaman kulağı yoran yüksek perdelere geçse de;...

Nicolas Jaar.Sirens.Other People

Dave Harrington ile ortak imzasını taşıyan Darkside projesi ile memleket popülasyonunun mühim bir kısmını elektronik müzik sevdalısı yapan Nicolas Jaar, 2011’de çıkardığı ve 21 yaşındayken kotardığı kilometre taşı albümü Space Is Only Noisesonrası tekrar kendi solo kulvarına dönüyor. Uzun sayılabilecek bu aranın nedenlerinden biri ilk albümün getirdiği şöhret veya bir daha o kadar iyi müzik yapamazsam gerginliği. Bu yüksek tansiyonlu dönemi birkaç film müziği projesi, Nymphs EP’leri ve Darkside ile geçiren Jaar, daha olgun bir albümle arz-ı endam ediyor. Nymphs’in devamı olarak nitelediği Sirens kırılgan Jaar vokali, minik organik dokunuşlar, adım adım sizi eline geçiren minimal arka planı ve geniş ses paletiyle ziyadesiyle taze tınlıyor. Aksak...

Nonkeen.Oddments Of The Gamble.R&S Records

Günümüzün en üretken isimlerinden olan Nils Frahm’ın başını çektiği Nonkeen bu yılın başında yayımladığı ilk albümleriyle de bu köşeye konuk olmuştu. Adam olacak çocuk statüsünde daha yedi yaşındayken elde mikrofon sokak sokak sesler kaydeden bu bitirim gençler, uzunca bir aranın ardından tekrar eski ekibi toplayıp, yarattıkları ses havuzunu modern bir filtreden geçirip de arz-ı endam ettiklerinde pek bir sevinmiştik. Hikâyenin ikinci bölümü de kaldığı yerden devam ediyor. Geniş bir palete yayılan farklı ses kümeleri, elektronik altyapılar ve hafif krautrock / fusion soslu caz ritimleri ile harmanlanarak keyifli bir bütünlüğe evriliyor. Son bir yıl içinde kabaca 10 yeni albüm yayımlayan Frahm’ı...

Lou Rhodes.Theyesandeye.Nude Records

‘90’ların ortasında kendi adlarıyla yayımladıkları ilk albümleriyle trip hop’a yön veren önemli elektronik müzik ikililerinden biri olan Lamb’in nahif ve kırılgan vokali olarak tanıdığımız Lou Rhodes, altı yıllık bir sessizliğin ardından dördüncü stüdyo albümüyle ruhumuza çentik atmaya kaldığı yerden devam ediyor. Solo kariyerine henüz başladığında kız kardeşini kaybeden, ardından evlenen ve çocuk sahibi olan Rhodes, sakin sularda Nick Drake’in gölgesiyle cesaretle dans ediyor adeta. Parçaların pek çoğunda çellonun başını çektiği hafif yaylı aranjmanları, minik gitar dokunuşları ve ağırkanlı bir arka plan hâkim. Tam dozunda kullanılan elektronik süslemeleri de es geçmeyelim elbette. İlk albümlerine kıyasla kulaklarımıza daha zengin bir içeriğin fısıldandığını...