Fluxion. Perfused. Echocord. 2010

90’ların sonundan bu yana Chain Reaction, Vibrant Music ve en son Resopal Schallware gibi kalburüstü etiketlerden çalışmalar yayımlayan Konstantinos Soublis, komşu ülke Yunanistan’dan bir isim. Müzisyenin Perfused albümü için seçtiği adresi ise dub teknonun son dönemdeki önemli referans etiketlerinden biri olan Danimarka menşeli Echocord. Albüm geneline belirli bir ses ve tempo aralığında, fazlaca kimlik değişikliklerine bürünmeyen sade ve akışkan bir hava hâkim. Derin ve alışageldik dub etkileşimli 4/4 tekno vuruşları albümün altyapılarında başrolü üstlenirken, minik efektler ve ana omurgaya eklemlenen narin dokunuşlarla parçalar biraz daha renkli hâle getirilmeye çalışılmış. Temiz bir işçilik eseri olan parçalar arasında “Horizons” ve “Wabbler” görece...

Midlake. The Courage of Others. Bella Union. 2010

Daha ilk saniyesinden itibaren hafızalarda geçmişin perdelerini aralayan Midlake’in bu son çalışması Magna Carta’nın unutulmaz Lord of the Ages albümünü anımsatarak yaptığı güçlü girişin etkisini son âna dek taşımayı beceren etkileyici bir albüm. İkonik grup Cocteau Twins’den tanıdığımız Robin Guthrie ve Simon Raymonde’un kurdukları Bella Union, 90’ların sonundan bu yana müzikal algılarımıza farklı yorumlamalar getiren, sadeliğin içinden bezenmiş nefis melodilerin eşliğinde türlü hikâyelerin anlatıldığı onlarca albüme ev sahipliği yapmış ve alternatif rock/folk rock takipçileri için olmazsa olmaz adreslerden biri hâline gelmiş bir etiket. Tüm kariyerini Bella Union şemsiyesi altında geçiren Midlake ise özellikle Tim Smith’in karizmatik vokali ve enfes ses...

Lou Rhodes Özel…

Maalesef Lou Rhodes İzlanda'daki volkanın azizliğine uğradı ve Babylon'a gelemedi. Babylon dergide de yayımlanan Lou Rhodes yazı ve röportajının tam versiyonu... ‘Bilgelik sevgisi’ anlamına gelen felsefenin içine insan olgusunun girişi, felsefenin gelişim yönünü insanın irdelenmesine çeviren sofistlerle başlar. İnsana tutulan bu aynada görünen tekillik, sanatsal arenaya bireysel yaratıcılığın sürüklediği ve kendine ait bir ses oluşturma güdüsünün tetiklediği bir gayret olarak yansır. 90’lı yılların ortalarında gündemimize giren elektronik müzik ikilisi Lamb’in güçlü sesi Lou Rhodes’un üçüncü solo albümüyle artık iyice belirginleştirdiği müzikal yol da, ‘sadece kendini anlatma’ hassasiyetinden beslenen bir çalışma özelliği taşıyor. Manchester orijinli İngiliz ozan şarkıcı Lou Rhodes’un solo macerası, elektronik...

Nuearz. Saturation Point. Skam. 2010

90’ların başından bu yana elektronik müzikseverlerin her daim kontrol listesinde olan Skam etiketi bugüne değin bizleri Gescom, Freeform, Bola, Boards Of Canada, Team Doyobi gibi çok önemli isimlerle tanıştırmış kült statüsündeki etiketlerden biri. İşte Skam’ın bizlere sunduğu yepyeni bir isim; ilk albümü Saturation Point’i çıkaran Japon müzisyen Kazuhiro Okuda, yani Nuearz. Elektronika, IDM ve breakbeat janrları arasında hop oturup hop kalkan, oldukça renkli ve dinamik bir albüm elimizdeki. Zengin bir melodik yapı içine fazlasıyla bol miktarda döşenmiş elektronik doku ve vuruşlar; yoğun ve çok katmanlı bir yapı ortaya çıkarsa da, zaman zaman yıpratıcı bir müzikal dil yaratıyor. Ardarda sıralanmış bu...

Radian. Chimeric. Thrill Jockey. 2010

Davul, vibrafon ve elektroniklerde Martin Brandlmayr; gitar, synthesizer ve yine elektroniklerde Stefan Nemeth ( bkz. Lokai ) ve basta John Norman’dan oluşan Avusturya çıkışlı Radian, açıkça belirtmek gerekirse her kulağa kolaylıkla hitap edebilecek bir müzik yapmıyorlar. Musique concrète, avant-rock, özgür caz ve elektronika sularından devşirilen bu çalışmada; doğaçlama, noise ve minimal / deneysel yorumlamaların etkileyici bir karışımını bulmak mümkün. Aslında grup tüm bu kaotik yapının içinde oldukça kuvvetli, şaşırtıcı ve heyecan verici bir bütünlük yakalamayı beceriyor. Albüm boyunca tüm parçalar bozulmuş / kötü kaydedilmiş hissi veren davul / gitar sesleri, minik elektronik çatırtılar, key serpiştirmeleri ve endüstriyel tandanslı bir ana...

Mapstation. The Africa Chamber. Scape. 2010

Hafızalarımıza Kreidler’in kurucu üyesi ve To Rococo Rot’un başat figürü olarak kazınan Stefan Schneider’in solo projesi Mapstation, bugüne değin Alman elektronik müzik sahnesinde özellikle Staubgold, Scape ve Karaoke Kalk gibi birbirinden değerli etiketlerden çıkardığı albümlerle hatırı sayılır bir ilgiye mazhar oldu. Naif ve melodik yapısı kuvvetli, döngüler üzerine oturtulan minimal dokunuşlarla zenginleştirilmiş mütevazi bir çalışma olan The Africa Chamber’da zaman zaman Neu!, Kraftwerk ve DAF gibi ekol olmuş isimleri andıran ritmik ve tekrar üzerine kurulu yapılar etrafımızı sarıyor. Albümün adından da tahmin edilebileceği üzere, parçaların alt yapılarına hakim olan Afrika öğeleri, Schneider’in bu çalışmasında efsanevi Fela Kuti’nin Africa 70 projesindeki...

Marina Rosenfeld. Plastic Materials. Room 40.

Lawrence English’in Avustralya menşeili Room 40 etiketi, her daim gönül rahatlığıyla kulak kabartabileceğiniz, nitelikli soyut elektronika işleriyle rüştünü ispat etmiş ve kataloğuna ara sıra göz atmanın sayısız nimetler barındırdığı adreslerden biri. Elimizdeki çalışma daha önce Tomlab’in deneysel işleri sahiplenen yan kolu Softlmusic, Christof Kurzman’ın takdire şayan etiketi Charhizma ve Locust gibi şirketlerden çıkardığı çalışmalara bir yenisini ekleyen Marina Rosenfeld’e ait. New York’lu Rosenfeld, müzisyen kimliğinin yanısıra; görsel sanatlar ( video, fotoğraf vb. ) ile de yakından ilgilenen, çeşitli performans gösterileri ve ses enstelasyonu işleriyle de bunları harmanlayan çizgi dışı bir isim. Albüm minimal bir kurgu içinde, hipnotik piyano dokunuşları ile deneysel...

Daniel Meteo.Working Class.Shitkatapult.2009

2003’te Fenin’e yaptığı “Woods” remiksiyle tanıdığımız Daniel Meteo, Berlin elektronik müzik sahnesinin üretken figürlerinden biri. Son 10 yıla damgasını vuran Shitkatapult etiketinin kurucu kadrosunda da yeralan Meteo, ilk albümü “Peruments”i sahibi olduğu Meteosound’dan çıkarmıştı. Dub etkileşimli minimal vurguların ön planda olduğu ve deneysel tınıların kuvvetli baslarla albüme yedirildiği bu çalışmaya kıyasla, “Working Class” daha geniş bir müzikal yelpaze üzerinden farklı katmanlara açımlanıyor. House, tekno ve dub türlerini referans alan albümün açılışı, etkileyici melodisi ve hipnotik kurgusuyla beğendiğimiz “The Beat of The Heart” ile yapılıyor. “Return of The Pure”da yüksek tempoda seyreden bu döngüler hafiften keyif kaçırsa da, “Working Class”taki ekolu...