Orcas. Orcas. Morr Music

Bugüne değin Kranky, Touch, Miasmah, Room40 ve Ghostly International gibi hatırı sayılır plak şirketlerinden solo albümler çıkaran iki ismin ( Benoit Pioulard ve Rafael Anton Irisarri ) biraraya gelmesinden oluşan Orcas, kendi adlarını taşıyan ve Morr Music etiketiyle yayınlanan ilk ortak çalışmalarında oldukça kayda değer bir müzikal çizgi yakalamışlar. Her dinlemede kendini biraz daha açığa çıkaran bu çok katmanlı yapının merkezinde ambient ve folk vurguları yeralıyor. Yumuşak vokallerle bezenen albüm her anında iyi bir prodüksiyon olarak tınlıyor. Ambient – drone çalışmalarda sıklıkla görülebilen “uyku getirir gevşeklikteki” ruh halinden ustalıkla sıyrılan albüm, klasik şarkı formatı içine başarıyla yedirilmiş zengin kompozisyonlardan oluşuyor....

Diagrams. Black Light. Full Time Hobby

Tunng ve The Accidental projelerinden aşina olduğumuz Sam Genders’in solo projesi Diagrams’ın debut çalışması en kestirmesinden söyleyecek olursak baştan sona ritmini ve havasını kaybetmeden gayet keyifli bir dinleti vadediyor bizlere. İlk anda Genders’in çarpıcı vokaliyle dinleyeni kavrayıp içine çeken albüm boyunca hemen hemen tüm parçalarda aynı pozitif elektriği, sıcak melodileri ve samimi tınıları bulmak mümkün. Abartıya kaçmadan (hatta hafiften Peter Gabriel‘i anımsatan) ve bağırıp çağırmadan minik oynamalarla şekillenen vokale eşlik eden orkestrasyon zaman zaman indie rock ve alternatif güzergahlara yelken açsa da, albümün genelini kıvrak baslardan ve yumuşak synth vuruşlarından beslenen nitelikli bir elektronik pop çalışması olarak değerlendirmek daha doğru...

Mark Van Hoen. The Revenant Diary. Editions Mego

Peter Rehberg (Pita) kumandasındaki Editions Mego etiketi Seefeel’in kurucularından, Scala grubundan ve aynı zamanda Locust adıyla tanıdığımız Mark Van Hoen’in son çalışmasıyla arşivlik albümler serisine bir yenisini daha ekliyor. Ziyadesiyle zengin bir ses, ritm ve melodi dünyasında yoğrulan albümün her anında Van Hoen’in yaratıcı ruhunun ve usta maharetinin bileşkelerini görmek mümkün. Hatıralar, pişmanlıklar ve nostalji kavramları üzerinde şekillenen çalışma Van Hoen’in kabaca 30 yıl öncesindeki kayıtlarına geri dönmesiyle tetiklenen bir süreçte ortaya çıkarılmış. Başdöndüren perküsyon darbeleri, yoğrulmamış analog synthler, kesik drone yankılanmaları ve katmanlar halinde incelikle işlenmiş hışırtılı ve pürüzlü melodiler eşliğinde vücut bulan parçalar, klasik şarkı formasyonundan uzak bir...

Felix Kubin. TXRF. It’s

Elektronik müzik coğrafyasının değişkenlikte ve üretkenlikte sınır tanımayan “dahi” isimlerinden biri olan Felix Kubin çizgidışı son çalışmasıyla müziğe ilişkin algılama ve dinleme pratiklerimize farklı bir boyut katıyor. Albüme adını veren TXRF aslında bir kısaltmadan geliyor : Total Reflection X-Ray Fluorescence. X ışınlarının çeşitli materyallerin yüzeylerine uygulanması olarak özetlenebilecek bu yöntem aynı zamanda daha sonradan patentli bir test olarak literatüre de girmiş bir yöntem. Kubin’in bir deney ortamında synthesizer, sequencer ve çeşitli filtreler kullanarak ürettiği ses öbeklerinden ve bunların harmanlanmasından oluşturduğu çalışma, özellikle Raster Noton ekolü olarak da adlandırılabileceğimiz dijital minimalizme oldukça yakın duruyor. Öte yandan Alva Noto ve Ryoji Ikeda’nın...

Christina Vantzou. No 1 Remixes. Kranky

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde Kranky etiketiyle ilk albümünü “No 1” adıyla yayınlayan Vantzou’nun bu çalışması videolarla da desteklenen remikslerden oluşuyor. Çağdaş klasik müzik kategorisine dahil edilebilecek bu kompozisyonların omurgasında ambient kurgular var. Robert Lippok (To Rococo Rot), Koen Holtkamp (Mountains), ISAN, White Rainbow, Ben Vida ve Loscil gibi isimlerin de imzasını taşıyan remiks albümü, parçaların birbirine görsel ve işitsel olarak bağlandığı dingin bir atmosfere sahip. Uzayıp giden ses kümeleri üzerine serpiştirilmiş minimal yapılandırmalar, alışılageldik remiks çalışmalarının ötesinde oldukça durağan ve ağırkanlı bir doku ortaya çıkarıyor. İlk aşamada müziğin içine girmekte zorlansak da, adım adım bu ince zarı delip albümün kendi...

Oren Ambarchi. Audience Of One. Touch

Bugüne dek imza attığı onlarca albüm ve ortak çalışmayı tek bir müzikal kulvara sokmamızın imkanı olmayan bir isim olarak Ambarchi, guitarist ve perküsyoncu kimliğinin çok daha ötesinde bir “araştırmacı müzisyen” tavrıyla sese ilişkin algılarımızın ufkunu genişletmeye ve zorlamaya devam ediyor. Fennesz’den Sachiko M’e, Jim o’Rourke’dan John Zorn’a onlarca isimle birlikte çalışan Ambarchi’nin son albümü biri yarım saati aşan dört parçadan oluşuyor. Giriş parçası “Salt” Paul Duncan’ın yumuşak vokali ve arka plandaki piyano dokunuşlarıyla bünyemizi iyice sakinleştiriyor. Ardından gelen “Knots” adeta bir başyapıt kıvamındaki kurgusuyla bir yandan Eyvind Kang’ın yaylı partisyonları ve bir yandan da Joe Talia’nın hipnotik ve başdöndüren davuluyla...

The Boats. Ballads Of The Research Department. 12k

Taylor Deupree’nin New York çıkışlı 12k etiketi elektronik müziğin daha duru, dingin ve naif kıyılarına yakın duranlar için vazgeçilmez adreslerden biri. Elimizdeki albümse süreleri 10-12 dakika aralığında değişen dört uzun parçadan oluşan elektroakustik, ambient ve downtempo sularında gezinen bir atmosfere sahip. Çalışma hem 2000’lerin ortasından bu yana Moteer, Flau, Home Normal ve (kendi plak şirketleri olan) Our Small Ideas’dan sayısı 10’a varan albüm yayınlayan üç kişilik The Boats ekibi için, hem de 12k etiketi için farklı bir güzergahın ipuçlarını da içeriyor aslında. İlk dönem çalışmalarında daha keskin, zaman zaman hareketli ve ağırlıkla IDM referanslı işler kotaran ekip; bu defa iyice...

Çeşitli Sanatçılar. Back Yard. Morr Music

Elimizdeki çalışma aslen Reykjavik’teki bağımsız müzik sahnesine odaklanan bir belgeselin müzikal dökümantasyonunu içeriyor. Bütün hadise başarılı bir konser organizasyonu sonrası FM Belfast ekibinden tanıdığımız Arni Runar’ın evinin arka bahçesinde yakın arkadaşlarını ve çevredeki grupları davet edeceği bir parti yapmaya karar vermesiyle başlıyor. Yanına da projeyi kayda alması için yönetmen Arni Sveinsson’u alıyor. Tüm güne yayılan ve herkesin kendi meşrebince takıldığı bu minik partide FM Belfast dışında Sin Fang, Mum, Borko, Reykjavik!, Retro Stefson gibi isimler çalıyor, konuşuyor. Film bir yandan bahsi geçen grupların bu minik arka bahçedeki performanslarını kayda alırken, bir yandan da ekiplerin oluşum süreçleri, müzikal çizgileri ve dolayısıyla...

Jacazsek. Glimmer. Ghostly International

Polonyalı müzisyen Michal Jacaszek kabaca son 10 yıldır ambient vurgularla bezenmiş modern kompozisyonlarıyla klasik müziğin çağdaş yansımalarına ışık tutan bir isim. Ağırlıklı olarak dingin ve melankolik bir atmosferin hakim olduğu bu son çalışma özellikle elektronik katmanlarla olan iç içeliğiyle övgüyü hakeder nitelikte. Akustik enstrümanların da minik rollerde üstlendiği bu düzenlemelerde Miasmah ve Type gibi modern kompozisyonlara kataloglarında yerveren etiketlerden yayınlanan çalışmaları hatırlamak mümkün. Tüm sanatsal aktivitelerinin materyal gerçeklerin ardında saklanmış gizli gerçekler olduğuna dair sezigisiyle alakalı olduğunu belirten Jacaszek müzisyen olarak da Tim Hecker’dan etkilendiğini not düşmüş. Glimmer albümü boyunca da sakin bir güzergahta bu saklı gerçeklere göz kırpan Jacaszek...

Ekoplekz. Intrusive Incidentalz Vol 1. Punch Drunk

Nick Edwards’ın solo projesi Ekoplekz’in 2011 yılı sonlarında yayımlanan çalışması elektronik müziğin metruk köşe başlarında, modern dijital üretim süreçlerindense analog döneme göz kırpan bir anlayışla şekillendirilmiş, lo-fi kayıtlardan ve anlık ses doğaçlamalarından oluşan tekinsiz bir çalışma. Throbbing Gristle ve Cabaret Voltaire’i anımsatan bu ses oyunlarında post-punk döneminin işlenmemiş, çiğ ve deforme ses örgülerinin başrolde olduğunu söylemek mümkün. Albüm boyunca oluşturulan karanlık ve kasvetli atmosfer, peşine takılıp gidebileceğiniz melodik yapıların azlığı ve ağır baslar arasında gidip gelen ses dalgaları, ilk dinlemede alışmamış kulaklar için biraz fazla yorucu olabiliyor. Öte yandan Ekoplekz doğaçlamanın ve ses bükülmelerinin ön planda olduğu bu geniş oyun...